Yapısal şiddet teorisi aslen güvenliği sosyal ekonomik ve kültürel yapı üzerinden değerlendirerek ulusal güvenliğe yönelik dış tehditleri ihmal ediyor gibi görünmesine karşın devlet içinde ulusaltı etnik düzeyde güvenlik sorunlarını değinmekle ülke bütünlüğüne stratejik güvenlik politikaları kadar katkıda bulunmaktadır. Ulusal düzeyde yapılan düzenlemelerde dikkatten kaçan grup gereksinimlerinİ gündeme getiren yapısal şiddet teorisi devletin yapısal bütünlüğüne katkıda bulunarak devletin uluslararası alanda varlığını güçlendirecek önlemlere dkkat çeker.
Yapısal şiddet teorisi idealist olmaktan çok reel gerçek politikaya katkı sağlayan bir teoridir. Teknik olarak önlenmesi mümkün olan olaya maruz kalan potansiyel Hayat beklentisinden daha erken yaşlanma hastalanan ya da ölen kişiler, yapısal şiddete uğramaktadır. Böylelikle toplumun ürettiği ya da sahip olduğu olanak ve kaynakların sadece belli kişiyi ya da grupların elinde toplanması başka amaçlara yönlendirilmesi olayıdır ki, adaletsiz gelir dağılımı, sosyal politikalara yeteri kadar önem vermeyen politikalar, üretim sermaye birikim biçimleri, kültürel yapı ideolojik formasyonuna sahip yönetim biçimleri, yapısal şiddetin kaynağını oluştururlar. Yapısal şiddet şiddete maruz kalan kişi birey açısından değerlendirecek olur iseK vurulan dövülen incitilen sopanın ucunda havuç stratejisi ile Manipüle edilen kişi, doğrudan şiddete maruz kalmıştır. Yapısal şiddette ise adil olmayan bir dağılımın neden olduğu eşitsiz yaşam şansı söz konusudur. Dolayısıyla mutlaka zarar gören ve zarardan şikayet eden bir kişi vardır.
Ücretler konusunda karar verilecek bir ayda Avrupa’da yıllık ortalama net maaş araştırması tespit edilmiş ve Türkiye 32.nci sırada olarak 8.968 euro ile yıllık kazancı 1 olan ülke olup, İsviçre 85 bin 582 euro yıllık gelir olarak tespit edilmiştir. Yıllık kazancın en düşük olduğu ülke olarak ülkemiz de son günlerde değil neredeyse 1 yıl, son 6 aydır sürekli Sosyal Medya ve haberler tarafından asgari ücret, işçi, memur, emekli aylıkları diyerek belirli bir halk bölümüne Manipülasyon uygulanmakta Rıza makamı gibi yapısal şiddete maruz bırakıldığını gözlemlemekteyiz. Sosyal medya okuryazarlığı ile yapılan bu hatalı tutum ve davranışlar belirli kitlelerin yaşam kalitesini düşürerek, örselenme, sınıf düşürme, sıradanlaştırma, bir bölümünü ise yükseltmeye ve farklı olduğunu lanse etmeye çalışılmaktadır., Sınıf atlatıp, kaldırmaya çalışarak, ‘’halkın bu akıl tutulması girdaba girmesini,’’ tiyatral, sosyal medya ile bir nevi sınıflaşma yaratmak hevesiyle yaranma çabasıyla, toplumsal refahın kötüleşmesine göz göre göre sebebiyet vermiştir.
Süleyman Demirel in enflasyon youtobe videosunda dediği gibi ‘’ Halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır, devletleri yıkar, milletleri bozar. Yapısal şiddet ile ahlakı bozar, borçlu borcunu ödemez , alacaklı olan alacağını alamaz, bir numaralı halk düşmanıdır. Hırsızlık artar, soyguna kadar, yeraltı dünyasının önünü açar.’’
https://youtube.com/shorts/Dy_IToTFoww?feature=shared
Bize dokunmadı diye avunan ve göz yuman diğer halk kitlelerini de sarmalı olarak içine alıp öğütür. Ne dersiniz, Gerçeklikten uzak yaşam şansı ile yaşattığınız kitleler ile aynı yaşamı paylaştığınızda düşeceğiniz boşluk, kendi boşluğunuzdur.
Etik ve Ahlak dediğimizde adapsızlığın arttığı, liyakatsiz ve iş bilmezlikle koltukları işgal eden, halka hizmet anlayışı yerine, akrabamı ve kendi çevremi yerleştireyim mantığıyla Türkiye’miz bir adım ileri, iki adım geriye gitmiyor mu!….
İzmir deki bir öğrencinin ve ona yardım etmek isteyen kişinin ölümüyle sonuçlanan İş Sağlığı ve Güvenliği vakasındaki ihmaller zinciriyle vatanımızda en doğal yaşam hakkımızın ihlali ile karşılaşır mıydık!… Şapkamızı önümüze koyup, düşünmeliyiz. Ne dersiniz…
Levent Kırcanın Kaçak Elektrik tiyatro ile ele aldığı selam verip borçlu çıktığı esprisiyle,
(37) Kaçak Elektrik | Olacak O Kadar – YouTube
Ülkemizi saran mültecilere tanıdığımız haklar ile, Ülkemiz vatandaşlarının haklarından olduğunu ve ülke kalitesinde verimsizliğe neden olduğunu, Merkel’in kendi ülkesine mültecileri almamak için direndiğinde anlayamadık mı? Halkın refahının arttırılması, insan onuruna yakışır haklarıyla yaşaması ve yaşatılması temennisiyle daha adil ve eşitlikçi dünya mümkünken…
News
